UEFA Avrupa Ligi 3'üncü hafta maçında sahasında Belçika'nın Genk takımına 4-2 mağlup olan Beşiktaş, düşüşünü bir türlü engelleyemiyor.
siyahlabeyaz | Lig ve Avrupa'da oynadığı son 6 maçtan 3 mağlubiyet, 2 beraberlik ve sadece 1 galibiyet çıkartabilen siyah beyazlılar, geçen sezon açığa çıkmaya başlayan kötü oyununa rağmen Babel, Talisca ve Quaresma gibi yıldızlarının fark yaratmasıyla bir şekilde kazanıyordu. Ancak yıldızların kazandırdığı maçlar yetmeyerek Beşiktaş ligi 4'üncü sırada tamamlamıştı.
UEFA Avrupa Ligi'nin kazanılması ve ligde şampiyonluk hedefi ile girilen sezonda ise işler hiç de taraftarın, yönetimin ve teknik direktör Şenol Güneş'in istediği gibi gitmiyor. Beşiktaş; sahada oynanan futbolun geçen sezona göre daha da kötüleştiği ve yıldızların farkını ortaya koyamadığı bir takım haline bürünürken, aldığı kötü sonuçlara rağmen ligde rakiplerinin de puan kaybetmesiyle arada uçurum oluşmayan bir puan durumunun gölgesine sığındı.
Ligde Fenerbahçe ve Avrupa'da Malmö maçında 'geliyorum' diyen 'kaybetmeye alışma durumu' Atiker Konyaspor ve Göztepe maçlarında 5 puanın yitirilmesine yol açtı. Gerçek hezimet ise dün akşam 'Beşiktaş'ın kalesi' olan Vodafone Park'ta yaşandı ve Belçika ekibi Genk, Vodafone Park'ın açıldığından bu yana siyah beyazlılara 'en mahkum' oyununu oynatarak sahadan 4-2'lik galibiyetle ayrıldı. Genk maçı Beşiktaş açısından aynı zamanda birçok şeyin açığa çıkmasını da sağlayan bir maç oldu. Oyuncuların sahada gösterdiği performansın gerçek olduğuna inanmayan ve başka sebep olduğunu düşünen taraftarların tepkisi, önümüzdeki haftalarda yaşanacak olası puan kayıplarında birçok olayın cereyan edeceğinin adeta habercisi. Genk maçı esnasında Vodafone Park'ta yaşananlar ve futbolcuların gösterdiği hem performansları, hem de tepkilerinin tanımı ise 'Beşiktaş ruhunu arıyor' şeklinde özetlenebilir. 2015-2016 ve 2016-2017 sezonlarında ve geçen sezon Şampiyonlar Ligi'nde oynanan futboldan herhangi bir belirtisi olmayan bugünkü takımın, kaybedilirken daha fazla direnç göstermediği ve kaybederken bile sahaya yüreğini koymadığı en başta taraftarlar olmak üzere spor kamuoyunun da üzerinde hemfikir olduğu bir tespit.
Tüm bu yaşanan gelişmeler geçen sezondan bu yana hem yönetim, hem de teknik heyet bazında yapılan yanlışların bir sonucu.
İşte 'ruhunu arayan' Beşiktaş'ın geçen sezondan bu yana süre gelen yanlışlarından bazıları:
1- Takım geçen sezon da kötü oynuyordu ve adeta Talisca ve Babel'in bireysel yeteneği ile kazandırdığı maçlarla ayakta kalıyordu. Takımın öne çıkan oyuncuları Talisca, Babel, Tosic, Fabricio, Atiba, Medel ve Quaresma'ydı.
2- Geçen sezon takımı adeta taşıyan oyunculardan Talisca, Fabricio ve Tosic ile yollar ayrılınca yerleri doldurulamadı. Özellikle Talisca'nın golcülüğü ve rakip defansa verdiği 'savunma endişesi' bu sezon hiçbir şekilde yaşanmıyor. Yerine alınan Ljajic henüz istenen seviyede değilken, üstüne bir de sakatlanınca orta saha yine geçen sezon hiçbir varlık gösteremeyen Oğuzhan'a kaldı. Oğuzhan'a Tolgay'ın da ayak uydurmasıyla bu sezon Beşiktaş'ın en yumuşak karnı resmen orta saha oldu ve rakipler her baskıda topu çok kolay alarak Beşiktaş'a sürekli atak geliştirdi.
3- Tosic'in ayrılmasının ardından yerine alınan Roco ağır olmasıyla 2'nci bir Pedro Franco vakası yaşatacak gibi görünüyor. Geniş alanda zorlanan Şilili stoper dün akşam da görüldüğü gibi Şenol Güneş'in sadece zorunlu alternatifleri arasında bulunuyor. Güneş, Genk karşısında kadroda Roco ve genç Fatih olmasına rağmen Necip'i stoper oynatarak iki oyuncuya da güvenmediğini açık bir şeklide gösterdi. Tosic'in gitmesiyle ilk 11'e giren Domagoj Vida ise inişli çıkışlı grafiği ile Sırp stoperi açık bir şekilde aratıyor ve savunmada güven veren tek isim Pepe kalıyor.
4- Transfer komitesinin bir diğer yanlışı ise santrfor transferinde oldu. Geçen sezonun devre arsında Everton'a satılan Cenk Tosun'un yerini ne Love, ne Larin, ne de Mustafa Pektemek doldurabiliyor. Sezona adeta bomba gibi başlayan Negredo ise yüksek maaşı sebebiyle sürekli satış listesindeydi ve en kritik maçlar öncesinde satılınca hücumdaki gol sıkıntısı had safhaya ulaştı.
5- Şenol Güneş'in tüm transfer sezonu boyunca ısrarla istediği sağ bek transferi yapılmayınca geçen sezon da sakatlık sorunları yaşayan Adriano ve Gökhan Gönül sıkıntıya girmeye başladı. Adriano'nun sakatlanması hem sağ hem sol bek için Şenol Güneş'i resmen alternatifsiz bıraktı ve sürekli maç oynayan Caner'in performansı fazlasıyla düştü.
6- Maçtan bir gün önce yaşanan kriz ise başkan Fikret Orman'ın teknik direktör Şenol Güneş ile düzenlediği basın toplantısı ile açığa kavuşturuldu. Ancak önemli bir maçın öncesinde yaşanan bu gelişmelerin hem takım hem de taraftarlar üzerindeki etkisi maçta açıkça görüldü. Bu krizde sosyal medyada ve yazılan haberlerde ismi geçen futbolculardan Oğuzhan ile Quaresma'nın maç esnasında gördüğü protestolar adeta bu haberlerin bir yansıması gibiydi. İsmi geçen bir diğer oyuncu olan Tolgay ise karşılaşmanın henüz 27'nci dakikasında sakatlandığı için protestolardan kurtulmuş oldu.
7- Geçen sezondan bu yana saha içinde Beşiktaş'ın çözülmesine taktiksel anlamda müdahalede bulunmayan ve aynı oyunu, aynı oyuncularla oynatmaya devam eden teknik direktör Şenol Güneş de yaşanan durumun sorumlularından. Uzun top ve kenar ortalarının artık çözüldüğü ve rakiplerin buna göre hazırlanarak önlem aldığı bir takım haline bürünen Beşiktaş, bu sezon oyun içinde Quaresma, Babel, Lens gibi yıldızların ekstra özellikleri de devreye girmeyince maç kazanmakta zorlanan bir takım haline geldi. Bunun yanı sıra Dorukhan, Fatih, Güven Yalçın gibi genç oyunculara şans vermemesi de Şenol Güneş'in eleştirilen noktalarından biri. (Fotospor)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder