Q7 hiçbir şey yapmasa da alkışlanıyor

Siyah beyazlı ekip çok zayıf bir rakiple oynadı. Netice, ikinci haftadaki zorlu deplasman için yanıltıcı olabilir.

Şampiyon sezonu açtı fakat 'şampiyonlar gibi' mi açtı, tartışılır. Skor öyle söylüyor, doğru. Futbolun öyle söylediğini dile getirmek biraz fazla iyimser olur.

Şunu en baştan ifade etmek gerekir ki, Beşiktaş taraftarları bu satırlara kızmasın: Sezonun ilk maçında bu tempo eksikliği, rakibe bırakılan alanlar ve pas hataları çok anormal değil. Takımın Jose Sosa ve Mario Gomez gibi çok büyük iki yıldızını kaybetmiş olması da hesaba katılması gereken faktörler.

Ancak bu denli farklı galibiyeti oluşturan temel etmen, rakibin Süper Lig seviyesinin fersah fersah uzağında oluşuydu.

RAKİP FAZLA ZAYIFTI
Hüseyin Kalpar'ın öğrencileri ellerinden geleni yapmaya çalıştılar fakat ellerinden gelen bundan en az 10 gömlek daha fazlası olmazsa, ligde kalmaları imkansız hale gelir. Beşiktaş boşluk verdi, orta alanda top kayıpları yaşadı. Atiba ve Oğuzhan dışında kendi tempolarına yaklaşabilen oyuncu yoktu. Alanyaspor'un ayağına çoğu zaman altın değerinde hızlı hücum fırsatları geçti. Geçti geçmesine ama... O kadar facia paslarla çıktılar ki, bu seviyeye mahalle takımı seviyesi demek mahalle takımlarına haksızlık olur.

Hâl böyle olunca Beşiktaş, kalitesiz rakibi karşısında kendi seviyesinin altındayken bolca pozisyon buldu, bolca da gol attı. Fakat Şenol Güneş, gelecek hafta karşılaşacakları takımı düşününce bu gece çok da deliksiz bir uyku uyumayacaktır.

Hafta içerisinde verdiği çarpıcı röportajda istenen takviyelerin yapılmamış olması nedeniyle yönetime üstü kapalı sitemler gönderen Güneş'in ne denli haklı olduğunu görmek zor değil. Tolgay, her ne kadar farklı yapıda oyuncular olsalar da, formasını Talisca'ya kaptırmak istemiyorsa daha hareketli olmalı. Cenk, biri penaltıdan olmak üzere iki gol attı atmasına ama topsuz oyunda Gomez kadar verimli değil ve arkadaşlarına alanlar açmakta yetersiz. Olcay bıraktığı yerden devam etti.

Q7 HİÇBİR ŞEY YAPMASA DA ALKIŞLANIYOR
Quaresma'ya gelirsek... Yazın Avrupa Şampiyonluğu gururunu da yaşadığına göre, bu yıl çok daha büyük kaprislerle oynayacağı açık. Son derece vasat bir futbol ortaya koyduğu, takım savunmasına neredeyse hiç yardım getirmediği bir akşamda oyundan alınırken teknik ekibe surat yapması ve bunlara rağmen ayakta alkışlanması da, yıllar geçse bile anlam kazanamayacak bir Beşiktaş taraftarı hikayesi...

Atiba Hutchinson bu akşam tek başına rakibi karşılamakta yeterli oldu. Son haftaya kadar yeterli olması imkansız. Çünkü artık Şampiyonlar Ligi de var. Kanadalı oyuncuyu bu sezon biraz daha ekonomik kullanmak icap edebilir.

Adriano Correia'nın her zaman başına bela olan baldır sakatlığını, Beşiktaş formasıyla daha bir tam devreyi bitiremeden tekrar yaşadığını eklemekte de fayda var. Bunu eklemişken Necip'in oyuna girdikten sonra o bölgede iyi bir işe imza attığını dile getirmeyi de ihmal etmemeli.

Oğuzhan Özyakup ise hem attığı klas gol, hem de harika futbolu nedeniyle alkışı hak ediyor.

TRANSFERLER SON SÖZÜ SÖYLEYECEK
Beşiktaş 31 Ağustos'a kadar beş tane transfer yapmayı planlıyor ve peşinde oldukları tüm oyuncular bu kadroyu bir üst seviyeye çıkarır. Transfer sezonu bittikten sonra Şenol Güneş'in ekibi adına daha iyi bir tahlil yapmak mümkün olacak.

4-1 gibi farklı bir skorla kazanılan bir maçın ardından bir takımı eleştirmek çok kolay değil, zaten bu satırların temel amacı eleştirmek de değil. Beşiktaş'ın geride bıraktığımız sezonki halinin üzerine koyması gerekiyor ve ilk maç itibariyle fazla bir şey koymuş gibi görünmüyor. Transferin son 11 günü çok kritik olacak.

Kaynak : Goal.com.tr