Dün akşam oynanan ve Beşiktaş'ın 2-0 gibi net bir skorla Bursaspor karşısında kazandığı karşılaşmanın ardından işin yayıncı kuruluş tarafından gelen kötü kokulara değinen Kaan Süer çarpıcı bir yazı kaleme aldı...
Öyle ya rakip Beşiktaş’tı. Bütün şehir bu maça odaklanmış şekilde şampiyonluk maçı edasıyla tribünleri doldurmuş; Bursa takımı hiç 15. Değil, 3 haftada 15 küsur gol yememiş gibi bu maça hırslı, motive olarak hazırlanmış ve sahaya çıkmıştı. Cümlelerim bazıları tarafından sakın yanlış anlaşılmasın.
Biz kimseden bize karşı mücadele etmemesini ya da oyuna asılmaması gibi bir beklenti içinde değiliz. Aksine ellerinden ne geliyorsa çıkıp yapsınlar, biz zaten kendi futbolumuzu sahaya yansıttığımız sürece bu ligin çok üstünde bir oyun oynuyoruz. Ama ellerinden geleni yapsınlar dediysek Bülent Yıldırım ’sız, Aziz Yıldırım’ sız, PFDK’SIZ ya da Bein sportsuz. Bunları söylüyorum çünkü dün akşam çok açık ve net Bülent Yıldırım’la başlayan sonra TV’lerde algı operasyonlarıyla devam eden yorumları dinledik. Maç bitti ve Q7 konulu spor programları başladı. Yok, Q7 10. Dakikada atılmalıydı yok o öyleydi yok bu böyleydi. Gördük ki kimse ilk yarı Bursaspor’un Beşiktaş’ı tekme tokat durdurduğunu oyunun hiç oynanmadığını, sahaya ses bombalarının atıldığını, futbolcuların üstüne çakmak yağdığını ve oyunun birkaç kere bu sebeplerden durduğunu anlatmıyor. Örnek mi verelim hemen. Daha 11. Dakika Bilal’in Oğuzhan’a basması es geçildi. Sivok son adam olarak Aboubakar’ı indirdi sarı kart gördü. Ya maçın son dakikasında Andreas Beck’e atılan tekmeler ve Bursa lehine verilen faul? Tam bir hakem trajedisiydi. Bülent Yıldırım’ın rengi zaten belli. Dün akşam Beşiktaş puan kaybetsin diye elinden geleni yaptı. İlk yarı 10 defa duran oyunun sonuna 5 dakika ekledi. İkinci yarın hiç durmayan oyunun sonuna da 5 dakika ekledi, belki hafta tekerrür eder bir karmaşa golü olur diye. Neyse ki bu sefer 2-0 ı bulduk ve maçı bitirdik. Ancak burada tekrar söyleyelim. Beşiktaş’ın 1-0 öndeyken garantisi yok. Atın kardeşim 2’yi niye bekliyorsunuz? Bir eleştiri de Q7’ye. Bu kadar takıma faydalıyken bu kadar iyiyken bu tarz işlere niye giriyorsun kardeşim. Adamlar zaten iki sol bekle sana oynuyorlar. Bir şekilde seni attırıp takımı eksik bırakma peşindeler sen de buna çanak tutuyorsun. Şurada şampiyonluğa ramak kalmışken daha dikkatli olmak lazım. Sonra maç sonrası Şamil’i konuşturursun TV’lerde. Şamil kardeşim, sen önce o attığın tekmelerle oyunda kaldığına, oynadığın oyunla da kümede kaldığına dua et. Zaten maçın genelinde Beşiktaş’ın bolca pozisyonu varken Bursa’nın 1 gol pozisyonu olması, köşe vuruşu oranının 10 a 1 olması her şeyi anlatıyor.
İşin bir de Bein Sport tarafı var tabi. Dün akşam sanki hakem Beşiktaş’ı kollamışta puan almışız gibi anlattılar durdular. Ya beyler açıkça desenize kurum olarak Başakşehir’i destekliyoruz. Uydurmuş olduğumuz 5 büyük paketini 6 büyük yapacağız oradan kazanç sağlayacağız. Çıkın samimiyetle anlatın bunları. Adaletliyim diyorsun, kimsenin aklında pozisyon kalmasın diyorsun; başta Oğuzhan’a yapılan kasten adam yaralamaya yönelik hareketi göstermiyorsun. Bu mu adalet? Bu mu şeffaflık?
Bir de bu işin PFDK’SI var. Resmen kombine almışız PFDK’DAN ki yine sevk etmişler. Bu sefer de merdivenleri bahane etmişler. Geçen hafta Talisca’yı sevk edip sahada ana avrat demeden küfürler savuran Volkan Demirel bu kuruldan torpilli herhalde. Bu işler böyle olduğu sürece bu kurumların güvenilirliği söz konusu bile değil.
Bütün bunları toplayıp üst üste koyup şampiyonluğu almamız an meselesi bile değil. Kaldı 3 hafta, kimseye uymadan kendi maçlarımızı kazanacağız. Güneşli günler çok yakın.
Kaan Osman Süer / Siyahlabeyaz
