Beşiktaş'a karşı 1 puanı kutlayan, asıl amacımız çelme takmaktı diyerek futbol karakterlerini bir kez daha ortaya koyan Fenerbahçe takımını ve yaşananları değerlendiren usta kalem Kaan Süer yazdı...
Haftanın anlamına değinerek genel kültürümüzü geliştirdikten sonra gelelim maça; yani maça derken boz ayıyı tanıdıktan sonra işin Aydınus kısmına gelmekte fayda var aslında. Beşiktaşlılık ile adlandırılan Fırat Aydınus, haftalar sonra ortaya çıkarılmış ve bir Beşiktaş Fenerbahçe derbisine atanmıştı. Bu maça atanmıştı çünkü Fenerbahçe’yi ayakta tutacak, Beşiktaş’ın sağlı sollu direklerinde nakavtı engelleyecek biri lazımdı. Bu iş içinde Fırat Aydınus biçilmiş kaftandı. Beşiktaş’ın baskılı oyunu hemen maçın başında kendisini göstermiş Fenerbahçe’yi uzun topa sevk etmişti. İleriye atılan uzun toplarda Atınç ve Marcelo ikilisi müthiş bir oyun sergileyerek bu atılan deli saçması topları Van persie ile buluşturtmadı ve Beşiktaş’ın baskısı daha da artmış oldu. Sağ bek olarak maça çıkan Hasan Ali Kaldırım ve Sol bek oynayan İsmail Köybaşı hayatlarının en buhranlı 45 dakikasını yaşadılar. Gerek Q7 gerek ise Babel kanatları çok iyi kullanarak bu iki beki darmaduman ettiler. Özellikle orjini de sol bek olan Köybaşı Q7’nin karşısında bir çok kez çağresiz kaldı. Bu çaresizlikler silsilesinde 45. Dakikada Q7’nin sağdan getirerek ortaladığı topa Aboubakar’ın dokunuşu Beşiktaş’ımızı devre arasına 1-0 önde sokmuştu. Peki Ursus Arctos (Boz ayı) dışında Aydınus bu dakikaya kadar ne yaptı? Fenerbahçe’nin devamlı oyunu faul ile kesmesine çanak tuttu. Ortamı germek isteyen başta Arctos olmak üzere Fenerbahçeli oyuncuları görmezden geldi. Her şeyden öte Babel’in soldan ceza alanına girerek Hasan Ali tarafından yaka paça indirilmesine tepkisiz kalarak Fenerbahçe’yi ayakta tuttu. Bariz penaltıyı gözü önünde görmedi ve oyunu devam ettirdi. Hal böyle olunca da ilk yarı 1-0 sona erdi.
İkinci yarıda yine coşkulu bir Beşiktaş vardı sahada. Orta alanı sıkı tutarak önde baskı ve kanatları iyi kullanması oyunu Fenerbahçe’nin sahasına yıkmaya yetmişti. Sağlı sollu ataklarda sayısız net pozisyondan yararlanılamadı. 71. Dakikada Aboubakar’ın yerine giren Cenk çok net bir gol pozisyonunu kolayca harcadı. Burada aslında irdelenmesi gereken bir diğer konu; bu kadar düşmüş rakip karşısında bu pozisyonları kolayca harcayarak net skoru bulamamaktı. Oyunun son 15 dakikasında bir Demba hamlesi olabilirdi bana kalırsa. Maç bu skorla devam ederken oyunu kaybedeceğini anlayan ve çaresiz kalan rakip oyuncular sırayla kart görmeye başladılar. Önce 88. Dakikada Skrtel sonra 90+2 de Souza ikinci sarı karttan oyundan atıldılar. Tabi bu esnada Ursus Arctos çoktan sahnedeydi. Tribünlere hareketler, oyuncularımıza tahrikler ve sinkaflı kelimeler, hakemlere ise manasız itirazlarla gecenin başrolü için kuvvetli bir aday olduğunu gösterdi. Adam o kadar rahattı ki; istediğine el kol yaptı, istediğine küfretti. Öyle ya yıllarca kollanmıştı bu akşam ne diye kollanmayacaktı. Bu gibi arkadaşlar Türk Futbolunda yer aldığı sürece stadlarda küfür asla eksik olmaz maalesef. Dolayısıyla da ilgili satırlarda bu arkadaşlara daha fazla yer verip kelimeleri kifayetsiz bırakmanın pek bir manası da yok kanımca.
Aydınus son bir hamleyle vira bismillah dedi ve maçın sonuna 4 dakika ekledi. Bu son uzatma dakikasında Kjaer’in hedefsiz ortasında topa çıkan Marcelo ve Fabri havada dağılarak topa hakim olamadı ve maalesef top ağlarımıza gitti. Tabi bu pozisyona dikkat kesilirseniz Emenike’nin Fabrinin böğrüne çaktığı dirseği görmeniz kaçınılmaz. Bu pozisyonu da görmezden gelen Beşiktaş’lı Aydınuz Fenerbahçe’ye 1 puanı verdi. Üstün oynadığımız bir maçı Fenerbahçe’nin 1 şutu varken berabere bitirmek hepimizi çok üzdü. Ancak şunu söylemeden edemeyeceğim; Gerek İnönü stadıyken gerek ise Vodafone Arena’yken bu sahada bir çok maç izledim. Kendi sahasına kapanan küme düşme hattında olan bir çok takım geldi, bir çok beraberliğimiz oldu bu takımlarla. Ancak hiç birini dün akşam sevinenler kadar sevinirken görmedim. Sanki kümede kaldılar ya da sanki şampiyon oldular.
Çığlıklar,Turlar,konvoylar garip ve komik bir sevinçti. Hele maç sonrası daha da komikleştiler. “Ölümüz yeter, 9 kişi berabere kaldık” gibi kabına sığmayan cümleler ile aldıkları 1 puanı kutladılar. Beşiktaş’a çelme takmaktı amacımız diyerek futbol karakterlerini bir kez daha ortaya koydular.
Evet, bizim için üzüntülü bir akşamdı. Kazanılan 1 puana sevinmedik, kaybedilen 2 puana üzüldük ama bu maçı geride bıraktık. Avantaj hala bizde ve her ne olursa olsun bu sene bu takım seve seve yine şampiyon olacak.
Kaan Osman Süer / Siyahlabeyaz
