Usta yazar Kaan Süer, hafta sonu oynanan ve skandal hakem kararları ile son bulan Fenerbahçe derbisinin ardından Ali Palabıyık ve Mahmut Uslu hakkında çok çarpıcı değerlendirmelerde bulundu...
siyahlabeyaz | Maçla alakalı inanın anlatacak hiçbir şey bulamıyorum. Ne oyun ne taktik ne de başka bir şey. Bunlar derbi gecesi en arka planda kalan konulardı. Geçen hafta ne demiştik!? Beşiktaş; kendi gibi oynarsa yenemeyeceği takım yok demiştik. Zaten sorunlardan bir tanesi de burada oluştur. Şenol Hoca maçın başında kontrollü olup sonrasında oyuna ağırlığını koymak istedi ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Çünkü sonrası olmadı. Gecenin iki yıldızı vardı; biri maç esnasında Palabıyık Efendi, bir diğeri ise maç sonrasındaki açıklamalarıyla skandallara imza atan Mahmut efendi. Her ikisini de anlatacağız. Sen oyununu sahaya yansıtıp ezmezsen meydanı çakallara bırakırsın.
Beşiktaş istediği oyunu sahaya yansıtamadı ama burada dış faktörlerin büyük etkisi vardı bunda. İlk olarak Palabıyık’tan bahsedelim. Daha geçen sezon kupa maçında Beşiktaş’ımızı İnönü’de katleden ahlaksızlıklara çanak tutan, kendi hırslarını egolarını öne çıkaran ve de aldığı emirleri uygulayan bir adamdan bahsediyoruz. Daha iki hafta evvel aslında durdurması için Karabük Beşiktaş maçına verilmiş burada görevini yerine getirememişti. Maçtan sonra günlerce haftalarca Q7’nin kendisine çarpmasını kasti olarak yapılmış gibi gösteren medya maymunları ve hakem eskileri palayı Beşiktaş’ımıza karşı iyice bileylediler. Ve Fener maçı geldi çattı. Aynı hakem aynı yardımcılar ve aynı dördüncü. Ey MHK hangi akla hizmet kimin emirleriyle bu atamayı yaptın. Nereden neyin hesabını yaptınız ve Beşiktaş’ı yem etmeye kalktınız?
Ey Palabıyık! Sana içimden çok şey söylemek geliyor ama ne spor ahlakına ne genel ahlaka ne de Beşiktaş Efendiliğine sığar. Sen hakemlik hayatında bu kadar kart çıkarmana rağmen kimi nasıl 3 dakika içinde çift sarı karttan oyundan attın. Q7 ile hesabını gördün mü? Faul olduğu tartışılan bir pozisyonda ikinci sarı kartı nerenden uydurdun? Neyin hesabını kestin, kime hizmet ettin, Hangi egonu tatmin ettin? 20. Dakikada FB’ye verdiğin penaltıyı orta sahada olsa faul çalarmıydın? Medel’in topa kafa vurması sana küfür geldi de penaltı mı verdin? Cenk’in pozisyonunda Pozcu, tribünlere yaranma çabalı geçmişi olan sol bekin bileğe basmasını gözün neden görmedi de penaltı veremedin? Önün gayet açıktı, pozisyonun da iyiydi ve bal gibi de pozisyonu gördün ama penaltı çalmadın çalamadın. Aldığın emir öyle olduğundan ve senin de bir dirhem vicdanın bulunmadığından penaltıyı çalamadın. Negredo’nun pozisyonunu ofsayt kaldıran yancına uyup buz gibi golü nasıl iptal ettin? Bunları çık delikanlı gibi anlat ya da o düdüğünü bir an evvel as duvara ki ufacık şeref varmış diyelim.
Maç boyunca top oynama niyetinde olmayan Beşiktaş kapısından dönen ve içeri sokulmayan Fenerli futbolcuların tahriklerine, tekmelerine, küfürlerine neler uğruna göz yumdun? Çık ve anlat bunları!
Ey Uslu! Soyadın USLU ama kendin hiç öyle değilsin. Sen hangi cüretle koskoca Beşiktaş Kulübü Başkanına Arsen Lüpen benzetmesi yaparsın. Öncelikle Arsen Lüpen kim bilir misin ya da o yetersiz bilgilerin diline yanlış mı vurdu? Arsen Lüpen yoksullara dokunmayan, sonradan görme cimri
zenginlerle uğraşan Maurice Leblanc’ın hayat verdiği sevimli ve kibar bir kahramandır. Ama sen bunu da bilemeyecek kadar yetersizsin aynı yöneticilik konusunda olduğu gibi. Aklın sıra hırsız benzetmesi yaptın ama yanlış yaptın. Sen Sülün Osman’ı, Gerd Heidemann’ı ve nicelerini bilir misin? İşte tam kendinizi anlatmak isterseniz kullanacağınız hırsızlar bunlar. Aç bir oku kendini geliştir. Maç sonrası 4,5 metre ofsayt diye atmakla yönetici olunmaz. Bulunduğunuz yerlerin ağırlıklarının farkına varın. Biliyorsanız konuşun faydalanalım, Bilmiyorsanız susun da adam sanalım. Caner Erkin’in özel hayatına girmek gibi bir hata yapıp kendi özel hayatını ve Kazakistan ilişkilerini unutmuş gibi davranmışsın. Birilerini eleştirirken dön de bir bak sen ne yapıyorsun. Kimsenin özel hayatı kimseyi ilgilendirmez.
Yine de çok meraklıysan özel hayatlara seninkinden başlayalım önce. Beşiktaş ağlamaya başladı
demişsin maçtan sonra hangi cüretle hangi hadle? Hafta boyunca TFF de yaptığınız lobileri anlatın
sayın asbaşkan. Yeni bir yönetim adayı çıkınca koltuklarınızı kaybetmemek adına yalvardığınız
konuları, istediğiniz atamaları destekleri anlatın da tüm kamuoyu bilsin bunların. Beşiktaş sizin
harcınız değil. Beşiktaş Başkanı hiç değil. Makamınızın ağırlığının farkına varın ve ona göre davranın.
Maç akşamının özeti;
Beşiktaş Kulübü birilerini rahatsız etmiş olacak ki önü kesilmek için baronlar devreye girmiş ve tüm Türkiye’nin gözü önünde Beşiktaş’ı çatır çatır doğramışlardır.
Salı günü gerçek Beşiktaş tekrardan Avrupa arenasında olacaktır. Leipzig’i geçerek her iki ligde de
yolumuza devam edeceğimize hiç şüphem yok. Daha büyük korkular yaşatacak takımımızı Salı günü
ve sonrasında sonuna kadar desteklemek bu oyunları bozmak boynumuzun borcu.
Kaan Osman Süer / Siyahlabeyaz