"Fati’nin bizleri mutsuz etme riski yüksek"

Ali Ece, Sportz'da siyah beyazlı ekibin transfer gündemini değerlendirdi.

Sezon başında Süper Kupa’da son iki sezonun şampiyonu Galatasaray’ı sükseli bir sonuçla yendikten sonra teknik direktör van Bronckhorst “Kadroyu tamamlamak için 3 transfer dönemine ihtiyacımız var” demişti. Yerine göreve getirilen Ole Gunnar Solskjaer dünkü Göztepe maçından sonra aynısını söyledi ve tıpkı bir önceki teknik direktöre yapılan benzer bir duygusal tepkiyle karşılaştı. Halbuki Metin-Ali-Feyyaz-Rıza-Sergen yetiştiren büyük Beşiktaşlı Serpil Hamdi Tüzün zamanında bir FourFourTwo röportajında ne demişti?

“Futbolda dürüstlük, en büyük akıllılıktır”

Bir süredir maalesef Beşiktaş “kendi söylediği yalana inanan ve o yalanla gaza gelenlerin” algı operasyonlarının merkezi olduğu için tarihsel ortalama kalitesinin çok uzağında bir kadroya sahip. “Doğru söyleyen dokuz köyden kovulur” gibi maalesef sadece ülkemizde geçerli olan içi boş ve köhnemiş bir yalan, Beşiktaş’ı zayıflatan algısal gerçeğe dönüşmüş durumda.

Teknik direktörler doğruyu söyleyince kovulmamalı, aksine o dürüst gerçekten yola çıkılarak gerekli kadro ameliyatı yapılmalı. Ortada bir gerçek varsa o da Beşiktaş’ta birçok oyuncunun aldıkları paraya göre verimlerinin çok düşük olması ve yerlerine verimli oyuncular bulunmasının hayati gerekliliği.

Beşiktaş’ın önceliği kesinlikle Onuachu-Weghorst tarzı Süper Lig’de verimliliğini kanıtlamış bir santrfor olmalı. Bu profilde bir santrfor Rafa Silva’nın da verimliliğini arttıracaktır. Bir diğer olmazsa olmaz ise kesinlikle Quaresma-Ghezzal verimlilik seviyesinde bir kanat forvet, hatta mümkünse iki tane kanat forvet ancak bunlar da garanti isimler olmalı. Bu mevkiye adı geçen Ansu Fati ise şu anda genç yaşta Dele Alli-Oxlade Chamberlain kokteyline dönüşmüş, sakatlıklar üstüne yaşadığı büyük mental düşüşle 3 sezondur milim ilerlememiş hatta verimlilik kriterine göre bayağı gerilemiş bir oyuncu.

Beşiktaş artık bu dondurulmuş gerçeklik, yani oyuncunun bir zamanlar yükseldiği optimum seviyede olduğu etiket tuzağından vazgeçmeli. Eğer Fati gelirse tabii ki Beşiktaş’ı uçurmasını temenni ederim çünkü Beşiktaş’la ilgili hayat gayem haklı çıkmak değil mutlu olmak. O yüzden Fati’nin bizleri mutsuz etme riski yüksek, onu yazmak zorundayım!

Adı geçen ikinci isim Patrick Berg, çok sevdiğim bir oyuncu ancak taş yerinde ağır işte. Berg’in babası da amcası da, Runar Berg de Orjan Berg de Bodo orta sahasında harika oyunculardı ancak onlar da Patrick Berg gibi Norveç Ligi dışında dikiş tutturamadılar. Sanırım Bodo’daki hayat ile İstanbul’daki hayat birbirinin tam tersi ve o yüzden Berg ne kadar iyi oyuncu olursa olsun, buraya adapte olamama riski çok yüksek.

İşin taktiksel boyutu da Beşiktaş özelinde büyük risk: Berg bir oyun kurucu ve tıpkı Musrati gibi Süper Lig’de ikili mücadelelerde Atiba-Josef’in direncinden, fiziksel kuvvetinden, defansif dinamizminden yoksun bir oyuncu. Eğer bir dahaki sene A planında Rafa 10 numara-2. forvet gibi oynatılacak ve Gedson da orta üçlüde olacaksa o zaman Beşiktaş’ın merkez orta üçlüsünü Atibavari çok koşan, çalışkan, dinamik bir oyuncuyla tamamlaması gerekiyor. Şu andaki kadroda en büyük sorun zaten kadroda 7 merkez orta saha oyuncusu varken hiçbirinin o Atiba profilinde olmaması.

Son olarak adı geçen Dahl ile bitirelim. Dahl, gayet iyi sol bek ama Roma oyuncuyu bonservisiyle satmak istiyor hatta Benfica’nın satın alma opsiyonu var. Yani Dahl iyi ama mesela İsmail Köybaşı’ndan sonraki dönemin Caner’i etkisi yaratabilecek kadar da iyi değil, hele bir Adriano hiç değil. Beşiktaş, yüksek bonservis bedeliyle sol bek almak yerine o kadar bonservis parası verecekse o parayla daha garantili bir kanat forvet ve santrfor almalı.

Sportz / Ali Ece

Diğer son dakika Beşiktaş haberleri için siyahlabeyaz