Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen Palabıyık! - Son Dakika Beşiktaş Haberleri, Transfer, Puan Durumu ve Fikstür | siyahlabeyaz.net

Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen Palabıyık!

Share This

Köşe yazarımız Koray Baloğlu'nun pazar günü oynanan Türkiye Ziraat Kupası son 16 maçına kalma mücadelesinde Beşiktaş-Fenerbahçe maçını kaleme aldı.


Fenerbahçe'nin büyük  maçlardaki en önemli stratejisi iyi savunma yapıp, rakibini oynatmamak üzerine kurulu. Beşiktaş karşısına da benzer bir oyun planıyla çıktılar ama bu sefer yeni bir stratejileri daha vardı. O da; Beşiktaş'ı 10 kişi bırakmak. Beşiktaş'ın hücum gücünü iyi bilen Advocaat'ın öğrencileri, maçta temponun yükselmemesi için sertlikten taviz vermedi. Bunun yanı sıra Robin  Van Persie'nin başlattığı sinir harbi her geçen dakika çığ gibi büyümeye başladı. Tosic-Van Persie sahnesi akıllara daha önce Kadıköy'deki bir başka derbide Emenike'nin Sivok'a yaptığı hareketi getirse de orada Nijeryalıya kırmızı kart çıkmamıştı. Belki de Kadıköy Asya kıtasında olduğu için kurallar orada farklı, Avrupa'da farklı uygulanıyordu. Kim bilebilir?

Açıkçası Van Persie'nin iyi bir oyuncu olduğunu biliyordum ama derbideki Oscar'lık rol kabiliyeti bambaşka bir oyunculuktu. Sırf bununla kalmayan yıldız futbolcuya hakem Ali Palabıyık'ın da bizler gibi seyirci kalması da ilginçti. Bir hakem ofsayt olan pozisyona gol kararı verebilir, el pozisyonunu göremeyebilir. Hakemlerde insan ve hata yapabilir ama derbide her türlü sportmenlik dışı harekette bulunan Van Persie'ye kırmızı kart göstermemenin art niyetli bir hareket olduğunu düşünüyorum. Beşiktaş'ın bu maçtan çıkaracağı bir çok ders var. Öncelikle derbilerde sahada fiziksel olarak değil psikolojik olarak da bir mücadelenin içinde yer alıyorsunuz. Beşiktaş bu anlamda derbide başarılı olamadı. Rakip seni ne kadar tahrik ederse etsin sinirlerini kontrol etmen lazım. Sadece futbolcular değil aynı zamanda teknik direktör Şenol Güneş de buna uyması gereken bir isim. Van Persie'yi nasıl eleştiriyorsak Kjaer'i de takdir etmeliyiz. Şenol Güneş'in kendisine fiziksel temasta bulunmasına soğukkanlılıkla yaklaştı. Kjaer'in yerinde başka bir futbolcu olsa daha sert tepki verebilir ve bunun sonucunda hiç istemediğimiz olaylar yaşanabilirdi. Bu kara gece kapkara bir hal alabilirdi. Maça gelirsek Beşiktaş 10 kişi kaldıktan sonra oyun anlayışı olarak zorunluluktan dolayı bambaşka bir hal alınca mağlubiyet kaçınılmaz oldu.

Fenerbahçe karşısında alınan yenilgi ve yaşananlar pek çok kişinin aklına 2003-04 sezonundaki Samsunspor maçı ve Cem Papila vakasını getirdi. O dönem anormal işler sonucu şampiyonluk giderken, Beşiktaş yaşadığı travmanın yaralarını uzun yıllar saramadı. Şimdi bu maçın ardından Beşiktaş'ı bekleyen tehlike Fenerbahçe derbisine takılı kalmak olur. Bu aynı zamanda psikolojik mücadele içeren bir yarış ise o maçın bittiği ve geride kaldığı idrak edilmeli. Lakin Beşiktaş yönetimi de tekrarını yaşamamak için gerekli çalışmaları yapmalı. Yani camia bir yandan önlem almak, aynı zamanda yaşanana takılı kalmamak zorunda. İkisini aynı anda gerçekleştirmek de oldukça güç... Sözün özü; aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen Palabıyık!

Koray Baloğlu / Siyahlabeyaz
www.twitter.com/KorayBaloglu

ŞENOL GÜNEŞ : BEN KONUŞUNCA YANLIŞ ANLIYORLAR

QUARESMA İLE 2020'YE...

İŞTE BEŞİKTAŞ'IN OCAK AYI TRANSFER LİSTESİ




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder